Bina – başkent sakinleri için renkler, yüzey aksesuarları ve sıra dışı lambalar aracılığıyla geleceğin ve antik çağın etkileşime girdiği ışıktan yapılmış bir sığınaktır. İki çağın çatışması – birbirine taban tabana zıt özelliklere sahip iki küçük dairenin tamamen yıkılarak birleştirilmesi.
Bazı odalardaki yer döşemelerinin, asma tavanların, bazı bölme duvarların sökülmesi ve duvarlardaki sıvanın tamamen kaldırılmasıyla. Bu cesur yapısal mühendislik tasarımı, Simone Micheli'nin benzersiz ve canlı bir alan yaratmasını sağlamış ve aynı zamanda anti-sismik önlemlerle binanın duvarlarının sağlamlığını ve gücünü artırmıştır. Sonuç – dış mekanı içerideki açık alanla birleştirmek.
Artık üç seviye var. Oturma odasının üzerinde bölmeler olmadan çatıya kadar bir alan yükseliyor. Boşluk ve dolulukla oynar, ara katları gözden gizler: ebeveyn ve misafir yatak odaları. Salon, yemek odası ve mutfak birbirinden ayrılmamıştır, bu da bir alandan diğerine geçişi kolaylaştırır.
Bu ev tasarımı harika görünüyor! İlginç bir karışım olan ortaçağ ve fütüristik unsurların nasıl bir araya geldiğini merak ediyorum. Simone Micheli’nin bu konudaki düşüncelerini öğrenmek isterim. Hangi unsurları bir araya getirirken ilham aldı ve nasıl bir denge sağlamayı başardı?
Simone Micheli, bu ev tasarımında ortaçağ ve fütüristik unsurları bir araya getirirken ilhamını geçmişten ve gelecekten aldığını belirtiyor. Ortaçağ döneminden esinlenerek kullanılan taş duvarlar ve ahşap detaylar, fütüristik tasarımlarla bir araya getirilerek modern bir dokunuş katılmış. Micheli, bu unsurları dengelemek için mekanda minimalizm ve sadelikten vazgeçmemeye özen gösterdiğini belirtiyor. Tasarımında kontrastları ustalıkla kullanarak, geçmişten ve gelecekten gelen unsurları harmonik bir şekilde bir araya getirmeyi başarmış. Sonuç olarak ortaya çıkan ev tasarımı, ilginç bir karışımıyla dikkat çekiyor ve kişisel tarzını yansıtıyor.